kahramanlık üzerine

size bir sorum olacak, yalnız sorudan önce aşağıdaki filmlere bir göz atın:

şimdi cevabınızı verebilirsiniz, bu filmlerin ortak noktası nedir?

evet, hepsinde “seçilmiş” biri var. seçilmiş, dünyayı kurtaracak, kehanette anlatılan bir kahraman! birileri gidip bu seçilmiş kahramanı, gerçekte kahraman olduğuna ikna etmek için uğraşır, bizimki de yanına birkaç kişiyi toplayıp dünyayı kurtarmaya girişir.

bu mudur?

budur. bizim çocuklarımıza öğrettiğimiz budur. bize de daha önceden öğretilmiş olan budur.

çevrenize bir bakın, scofield gibi bir “süper kahramanlık hastalığına” yakalanmış gibi davranan, insanlara sadece yardım amaçlı çırpınan, liderlik özelliği gözlerinden akan birileri var mı? ben sizi yormadan cevap vereyim, boşuna aramakla uğraşmayın. şöyle bir bakınıp da bulunacak kadar çok değiller.

ne demeye getiriyorum, uzatmadan söyleyeyim. biz, hepimiz -bize öğretildiği gibi- kahramanlığı, liderliği kehanetle belirlenen bir şey sanıyoruz. ya da en azından birilerinin gelip bize söylemesini bekliyoruz. harekete geçmek için başkalarının karar vermesini ve bizi yönlendirmesini bekliyoruz.

halbuki, liderlik öyle birilerinin, “hadi evlat çık, sıra sende” demesiyle olmuyor. lider olmanın belli bir zamanı yoktur, yüzüğü hüküm dağına atmak gibi bir eylemle bitmez, hayat boyu süren bir içgüdüdür. içten gelir. kendi hayallerini takip etmektir kahramanlık. orada istenmesek bile orada olmaktır.

ama biz pek bi pısırığız bu konuda. adım atmaya yeltenmiyoruz bile. gerçek nedenini bilmiyorum ama belki de içimizdeki kahramanın çıkmasına müsade etmeyişimiz, en son telefon kulübesinden çıkıp birilerini kurtarmak için uçmaya hazırlanırken, tam da o kurtarmak istediğimiz insanların aslında pelerinimize basmakta ve bizi engellemekte olduğunu fark ettiğimizdendir.

içimizdeki ateşin söndürülmüş olmasındandır. belki..

kimsenin adım atıp aslında ilk başta kendisinin çizmiş olduğu küçük daireden çıkmaya korkmadığı bir dünyada yaşamak.. güzel olurdu heralde.

Bu yazı film, gençlik, hayat, kişisel gelişim, yaşam tarzı içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın